Hakkımızda
BEİZA: 200 YILLIK BİR ZEYTİNYAĞI ÖYKÜSÜ
Beiza’nın öyküsü, 1800’lerde, Milas’ın Mandalyat (Selimiye) köyünde, Sakızcı Ahmet Efendi ile başladı. İçine beş neslin sığdığı, zeytin ağacı gibi uzun ömürlü bir öykü haline geldi. Sakızcı Ahmet Efendi, Ege’nin uçsuz bucaksız zeytinliklerine aşkla bağlandı, Selimiye çevresinden zeytinlikler alıp, zeytin ve zeytinyağı işine girdi. Vefat ettiğinde zeytin işini kızı Şefika Hanıma bıraktı.
GENİŞ AİLE, BÜYÜK EV, SEKİZ BİN AĞAÇ
Şefika Hanım, Milas’ın ileri gelen ailelerinden birinin oğlu olan Ali Faik Beyle evlendi. Ali Faik Bey ailesine düşkündü, Milas’ta, eşi ve beş kardeşi ile birlikte oturacağı büyük bir ev satın aldı. Levanten tarzı, yedi odalı, tek katlı, 400 metrekarelik ev, 19. yüzyılda Rodos’tan gelen Macar ustalar tarafından inşa edilmişti. İçinde oturan Yahudi aile İsrail’e yerleşme kararı alınca, ev onlara satıldı. Bu ev, yıllar sonra Milas’ın kültür envanterinde de yerini aldı. Geniş aile, büyük ev, zeytinin bereketi ile bütünleşti. Şefika Hanım zeytinyağı işini büyüttü, sahip oldukları ağaç sayısı sekiz bini aştı.
ZEYTİNYAĞI BAYRAĞINI KADINLAR TAŞIDI
Zeytinyağı işini kuran bir erkek olsa da, zeytin ağaçlarıyla o güçlü bağı, nesiller boyunca ailedeki kadınlar sürdürdü. Şefika Hanım zeytinyağı işini kızı Saniye’ye, o ise kızı Sumru’ya devretti. Kadınlar, Sakızcı Ahmet Efendi’den aldıkları bayrağı 2000’li yıllara kadar yere düşürmeden gururla taşıdılar. Milas’ın efsanevi Memecik zeytininden elde ettikleri benzersiz zeytinyağını yakın çevrelerine sattılar.
BEŞİNCİ NESİLLE DOĞAN MARKA
Aile geleneğini, sonraki nesillere taşıyacak adım, 2021’de, yine bir kadın tarafından atıldı. Beyza Telatar Özdoğru, 200 yıllık öyküyü markalaştırma kararı aldı. Tadıyla, kokusuyla damaklarda; hikayesiyle dimağlarda iz bıracak “Beiza”yı kurdu.
Beyza Hanım, Rize Pazar’dan İstanbul’a okumaya gelip avukat olan Akgün Telatar ile hukuk okusa da öğretmenlik yapmayı tercih eden Milaslı Sumru Hanımın kızı. İstanbul’da doğdu, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nden mezun oldu. İş hayatına Koç Unisys’te başladı, iş arkadaşı Çağatay Özdoğru ile evlenmesi ile ilaç sektörüne yöneldi. Eczacıbaşı İlaç’ta çalışırken, 1997’de büyük oğlu Kaan’ı ve 2000’de Ali’yi dünyaya getirdi. Bristol-Myers Squibb’te yöneticilik yaptığı 10 yılın ardından emekli oldu.
BENZERSİZ LEZZETİN ADI “BEİZA”
Beyza Hanımın, genlerinde taşıdığı zeytinyağı aşkı, iş hayatına girişimci olarak dönmesini sağladı. Çocukluk yıllarından, kendi yuvasına gidişine kadar, yaşadığı her evde 5 litrelik “isimsiz” zeytinyağı tenekeleri eksik olmamıştı. Hayatı boyunca; tadına bakan herkesin müptela olduğu bu eşsiz lezzetin bir ismi, sofraya konulabilecek bir şişesi olsun istemişti.
Toprağa değmeden, nazikçe toplanan Memecik ve Trilye zeytinlerinin, hijyenik ortamda özenle sıkılıp, koyu renkli camlarda “Beiza”ya dönüşümü işte bu hayalin sonucu olarak ortaya çıktı. 200 yıl boyunca, beş neslin emekle, sabırla, sevgiyle bugüne taşıdığı eşsiz lezzet, Beyza Hanımın “Beiza” markasıyla sofralarda artık.
Her aşamasında “özen”, her damlasında “iyilik” sözü ile…